29 Mart 2018 tarihinde Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen, “Çanakkale Zaferi’nin 103. Yıldönümünde Çanakkale Rûhu ve Çanakkale’yi Anlamak” teması üzerine bir konferans vermek üzere ilimize geldiler.
Müftülüğümüz Konferans Salonunda yoğun bir katılımla gerçekleşen konferansa, Sayın Valimiz Ali Arslantaş, Belediye Başkan Vekilimiz Karabey Atıcı, Vali Yardımcımız Yaşar Kemal Yılmaz, İl Jandarma Komutanımız Albay Hasan Aksoylu, İl Emniyet Müdürümüz Bülent Şensoy, İlçe Belediye Başkanları, İlçe Müftüleri,daire amirleri, basın mensupları ve çok sayıda vatandaş katıldılar.
Müftülüğümüz Din Hizmetleri ve Eğitimi Şube Müdürümüz Ali Şen’in sunumuyla başlayan programda, saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasının ardından, Recep Demir Kur’an Kursu Öğreticilerinden Nur Muhammed Coşkun, Kur’an-ı Kerim tilavetinde bulundular. İl Müftümüz Yavuz Karabayır’ın açılış konuşmasının ardından konferansını vermek üzere sahneye gelen Diyanet İşleri Başkan Yardımcımız Burhan İşliyen, konferansın temasıyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundular. İşliyen konuşmasında;
Çanakkale Savaşı'nda Türk askerinin, ölümden korkmadan nasıl kurşunların üzerine yürüdüğünü anlattı. "Cenâb-ı Allah Çanakkale ruhunu hiç zayıflatmasın inşallah, zayıflamadığını da görüyoruz hamdolsun" dedi.
Birbirine yakın siperlerde kahraman Mehmetçik'in gözünü kırpmadan, öleceğini bilerek düşen arkadaşının yerine geçtiğini belirten İşliyen, "Düşman saflarında yer alan bir batılı 'Bizim bunları mağlup etmemiz mümkün değil zaten. Bizim yaşamaya duyduğumuz özlem kadar, onlar ölüme özlem duyuyorlardı.' diyor. Neden? Nedir bu? Yani üzerine gelen kurşun yağmurunun önüne kendisini atmaya iten rûh, hangi ruhtu? Cenâb-ı Allah Çanakkale ruhunu hiç zayıflatmasın inşallah, zayıflamadığını görüyoruz hamdolsun."
İşliyen, 2015 yılında Diyarbakır'da müftülük yaptığını anımsatarak, o dönem Sur ilçesinde, PKK'lı teröristlerce kazılan çukurların kapatılması, kurulan barikatların kaldırılması ve tuzaklanan patlayıcıların imhası için başlatılan operasyona işaret etti.
Askerlerin "hakkınızı helal edin" mesajlarını okudu. Konuşmasına Sur örneği ile devam eden İşliyen, şunları dile getirdi:
"O küçük alanda bir sivilin burnu kanamasın diye, bir masum zarar görmesin diye gösterilen hassasiyetten dolayı 66 civan gibi gencimizi şehit gönderdik. Ben günde 7 şehidi aynı anda uğurladığımızı biliyorum. Haince, bir karakolun önüne konulan bir arabadaki bombanın patlaması neticesinde 7 gencimizi şehit verdik. Sur'daki çatışmalar devam ederken, güvenlik güçlerimiz nöbet tuttukları terk edilmiş bir evin içindeki malzemeyi, varsa çayı, şekeri kullanırken bile, onun manevi mesuliyetini taşıyamayız endişesiyle, ceplerinden çıkardıkları bir miktar parayı, kullandıkları çaya, şekere bedel olarak oraya bir notla beraber koydular. Dediler ki 'Biz burada uzun zaman geçirdik. Evinizdeki eşyanızı, malzemenizi, izniniz olmadan kullandık. Belki kullandığımızın karşılığı değil ama bu 100 lirayı içtiğimiz çaya, şekere bedel olarak koyduk. Lütfen hakkınızı helal edin.' Ben bunu görünce öyle şükrediyorum ki."
"Allah onların sayısını çoğaltsın"
İşliyen, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Zeytin Dalı Harekatı'nda Afrin'de Piyade Astsubay Kıdemli Çavuş Bilal Akpınar'ın, şehit olmadan önce, silah arkadaşına verdiği mektubu da örnek gösterdi.
İşliyen, "Akadaşına hitap ederken diyor ki, 'Bu imanla küfrün savaşıdır. Hilâlle haçın savaşıdır, tevhidle şirkin savaşıdır, Hakla bâtılın savaşıdır' diyor. Allah'ım bu ne güzel bir iman. Senin gönlüne bu imanı yerleştirmeye vesile olan, bu eğitimi veren annenin, babanın elinden ayaklarından öperim. Allah onların sayısını çoğaltsın." ifadesinde bulundu.
Konferansın sonunda müftülüğümüzce hazırlanan bir bakır işleme, Diyanet İşleri Başkan Yardımcımız Burhan İşliyen’e Sayın Valimiz tarafından takdim edildi.